Pırlantanın aşk hikayesi, gerçek ve insana dair muhteşem bir serüvenin parçasıdır. Elmasın en ihtişamlı ve kusursuz hali olan pırlanta, büyüleyici anlamını tarih boyunca geçirdiği serüvene borçludur. Elmas, diğer tüm değerli taşlar gibi yüz binlerce yıllık doğal etkileşimin armağanıdır. Elması diğer değerli taşlardan ayıran en önemli özeliği ise çok daha sert ve dayanıklı olmasıdır. Pırlanta tarihi, her ne kadar elmasın tarihsel serüveniyle paralel seyretmemiş olsa da insanın elmasın en kusursuz hali olan pırlantayı keşfi uzun sürmemiştir. En mükemmele olan sevgimiz, elmasın pırlantaya dönüşümünü adeta zorunlu kılmıştır.
Pırlantanın aşk hikayesi, şüphesiz elmasın keşfine uzanır. Elmasın ilk kez nerede ve nasıl keşfedildiğine ilişkin birçok spekülasyon bulunsa da araştırmalar bizi Hindistan’a götürür. Yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular, elmasın günümüzden yaklaşık 3000 yıl önce M.Ö. 800-1000 yılları arasında Hindistan’da keşfedildiğini göstermiştir. Böylelikle pırlanta tarihi, bugün Hindistan olarak anılan coğrafyada başlar
Pırlantanın aşk hikayesine tanıklık etmek isteyenlerin bilmesi gereken ilk şey, elmasın oluşum sürecidir. Keza elmas, zorluklarla dolu benzersiz bir yolculuğun son halkasıdır. Bu yolculuk, yeryüzünün tam 200 metre altında, gözlerden uzakta gerçekleşir. Yüzler, binler, yüz binler ve hatta milyonlarca yıl süren elmasın yolculuğu, pırlantanın aşk hikayesi yazılması içindir. Elmasın yüz binlerce yıllık serüveni, volkanik etkileşimlerle başlar.
Volkanik hareket sonucunda oluşan katı yanıklar zamanla yeryüzünün üst bölgelerine kadar ulaşır. Elmasın serüveni burada bitmez. Aksine tam da şimdi başlar. Doğanın muhteşem ve akıl almaz oyunları, başlangıçta sadece katı bir yanık olan elması, parıltılı haline dönüştürür. Elmas yolculuğunda birçok mineralle karşılaşır ve etkileşime girer.
Bu etkileşimden kalan izler, onun insanla karşılaştığı ilk anda gözlemlenebilir. Söz konusu izlere, elmas lekeleri adı verilir. Elmasın pırlantanın aşk hikayesine dönüşen serüveni, onu son derece güçlü kılar. İşte tam bu yüzden elmas, doğada bulunabilecek en sert ve dirençli taşlardandır.
Pırlanta tarihi ve dolayısıyla elmasın tarihsel serüveni birçok dönüm noktasından geçmiştir. Pırlantanın aşk hikayesi başlarken en önemli dönüm noktalarından biri Avrupa’nın elmasla tanışmasıdır. Tarih boyunca uğruna birçok savaşlar verilen elmas, ilk defa takı olarak kullanılmaya uygun bulunmuştur. Gücün, zenginliğin ve ihtişamın simgesi olsa da elmasın gündelik yaşamda bir şekilde yer edinmesi gereklidir. Bu eşsiz değerli taşın Avrupa ile tanışması onu pırlantaya dönüştürecek başka bir yolcuğun ilk ayak sesleridir.
Elmasın Avrupa ile tanışması, çok kısa süre içerisinde pırlantaya dönüşeceğinin ipuçlarını verir. Pırlantanın aşk hikayesi de tam da bu noktada başlar. Daha önce 1375 yılında elmas, ilk kez “Nokta Kesim” tekniği ile düzenlenmişti. Şimdi ise pırlantaya dönüşme vakti geldi. Önce “Rose Cut” tekniği ile gül biçiminde kesilen elmas, pırlantaya dönüşmeye hazırdı. Elmas kesiminde nokta kesim tekniğinin kullanılması, pırlanta tarihi açısından da dönüm noktasıdır. Bu teknik, pırlantanın ilk kesim tekniği olarak anılır.
Pırlantanın aşk hikayesi içinde bir diğer kırılma noktası ise bugün bile süregelen muhteşem bir geleneğin başladığı andır. Avusturya Arşidükü Maximilian, pırlantayı bir evlilik teklifinin sembolü olarak düşündü. Arşidük, hayatının aşkı Mary’e evlilik teklifi ederken en az aşkı özel bir sembol kullanmak istediği. Arşidükün aradığı mücevher, tartışmasız bir şekilde pırlantaydı. Günümüze kadar süren evlilik tekliflerinde pırlanta kullanma geleneğinin başlangıcı, 1477 yılına, Avusturya Arşidükünün bu ilk adımına uzanır.
Elmasın etimolojik kökeni onun özel anlamı hakkında oldukça önemli bilgi verir. Bugün İngilizce “Diamond” olarak anılan elmas ya da pırlanta, Antik Yunan dilinde “Adamas” sözcüğüne karşılık gelir. “Adamas” ya da bir diğer kullanımıyla “Adamantinos”; kolayca parçalanamayan, güçlü ve dirençli anlamında kullanılmıştır.
Pırlantanın aşk hikayesi, onun yüz yılları bulan benzersiz serüveni ile sınırlı değildir. Elmas ve pırlanta, tarihin her döneminde farklı ve eşsiz anlamlarla anılmıştır. Böylesine muhteşem ve ışıltıyla parlayan bir taşın anlamdan yoksun olması ise asla düşünülemez. Pırlantanın her şeyden önce iki anlamı vardır. Sonsuzluk ve aşk. Sonsuz bağlığın aşkla kesiştiği bu özel nokta, sevginizi kanıtlamanın eşiği olarak kabul edilir.
Elmas ve pırlanta, özelikle ortaçağda adaletin en önemli sembollerinden biri olmuştur. Elmas kullanan kişinin adaletli olacağına inanılmıştır. Elmas ve pırlantayla ilgili bir diğer inançta takanlara sağlık ve şifa getirdiği yönündedir.
Pırlantanın aşk hikayesi içerisinde onun neden özel olduğunu gösteren bir başka tanımlama ise elmasa yüklenen tanrısallık özeliğidir. Elmas, birçok farklı medeniyet tarafından tanrıların gözyaşı olarak kabul edilmiştir. Tanrıların çocukları olan kral ve kraliçeler ise onun en önemli koruyucularıdır.
Pırlantanın aşk hikayesi, bizim pırlantaya duyduğumuz aşka paralellik taşıyor. Ariş Pırlanta olarak, pırlantanın değerli bir taştan çok daha fazlası olduğunun bilincindeyiz. Aşkınızı ifade ederken, en özel tasarımlarla elmasın kusursuzluğunu kaliteyle yansıtabilmeniz adına; kaliteli elmasları seçkin modellerle buluşturuyoruz.
Ariş Pırlanta Birleşmiş Markalar Derneği ve Turquality Marka Destek Programı üyesidir.
© 2024 Ariş Pırlanta YASAL UYARI: Sitemizde bulunan tüm ürün, içerik ve görsellerin hakları Ariş Pırlanta Sanatı'na aittir. İzinsiz kullanılamaz
